...Keşke bir kaplumbağa olabilseydim diye düşünürdüm küçükken. Onlar da başlarını kollarını bacaklarını içeri çekerler ama sert güçlü kabukları onları korur. Bir elma kurdunun ise yediği bir şeydir evi. Doydukça evsiz kalır başını sokacağı bir evi olduğu sürece de aç...
Zeynep önceleri böyle düşünüyordu. Sonra öyküler yazmaya kendi öyküsünü yazmaya başladı Zeynep. Ve tıpkı bir elma kurdu gibi elmasını yiyip yiyip dışarı çıkmayı da öğrendi. Hem dışarda ne güzel rüzgârlar eser güneş de parlardı.
Zeynep'in cesareti sana bana hepimize güç versin. Hadi kalem tutalım birlikte!