İlk şiirlerinde halkıyla ve doğasıyla Rusya'ya duyduğu büyük sevgiyi lirik bir biçimde ve çarpıcı imgelerle dile getiren Yesenin (1895-1925) devrim sonrası şiirlerinde yaşadığı düş kırıklığını ve ruhsal bunalımını yansıttı. "Yesenin'in yaratısında ilk dönem eski 'ahşap' yurdun şairin yüreğine yakın duyumsadığı değerlerinin şarkıcılığı ve ulaklığıyla belirgin. Daha sonra bir iç denge ve ilerlediği yolun bilinciyle özellik kazanan hüzünle harmanlanmış durgun bir sevinç başlıyor... 19252te ince ve öfkeli varlığına kıydığı zaman dramatizmle dolu ama yatıcılığıyla doygun şiirinin çakıp sönen kalıcı ve mavi izini bıraktı."