Rus yazar Tolstoy'un "DuaRuh İmân ve İtikâd Kelam Hiddet
" adlı eserleri Harbiye Nezaret Dairesi Tercüme Şubesi Rusça Mütercimi Binbaşı Ali Fuad tarafından 1336 (1920) yılında Rusçadan Osmanlı Türkçesine çevrilmiştir. Siyami Boylu'nun Osmanlı Türkçesinden Latin harflerine aktardığı ve Cağaloğlu Yayınevi'nden çıkan bu eserden Dua hasta bir çocuğun ölmesi üzerine derin acılar çeken validenin bir melekle Allah ve ölüm hakkındaki konuşmalarını içeren küçük bir hikâyedir.
İstanbul Cihan Matbaası tarafından 1341 (1925) de basılan bu eserin Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi'nden alınan Osmanlı Türkçesi ile yazılmış metinleri de tıpkıbasım şeklinde meraklıları için kitabın sonuna dâhil edilmiştir. Bu metinler Osmanlı Türkçesinden aktarılırken asıllarına sadık kalınmış ancak anlaşılırlığın artması için metnin içinde geçen Arapça Farsça kelimelerin günümüz Türkçesi karşılıkları sayfa alt kısımlarında verilmiştir.
"Valide çocuğunun odasına girdi. Sütanne artık (kasti)yi yıkayıp gusül etmiş ve kaldırmış idi. Balmumlanmış küçük ve ince burunlu ve narin burun delikli saçlar alnına dökülmüş sapsarı pırıl pırıl parlayan sevgili yavrucuğu yüksek bir yerde uzanmış yatıyor idi. Etrafında mumlar yanıyor. Ve başucundaki bir küçük masa üzerine beyaz leylak renkli açık mor pembe yasemin çiçekler var idi." s. 19
Tolstoy / Ruh
Ruh insanı insan yapan şeyin aslında "ruh" olduğu ruh insandan çıkınca insanın bir "hiç"e dönüşeceğini söyleyen Tolstoy'un ruh'un yanı sıra nefis ve vicdan hakkındaki düşüncelerini de içermektedir.
"İnsan kendi vücudunun şöyle veya böyle olduğu hakkında derin tefekküre dalması iyi olur. Eğer vücudu pire ile en küçük bir zerre ile mukayese edersek daha büyük göründüğü gibi eğer onu küre-i arz ile de kıyas etsek yine büyüktür." s. 15
"Sende mevcut olan ve yaşayan ruhun senden talep ettiği şeyi yap: Tevazu şefkat ve merhamet muhabbet kazanmağa sa'y et sana hiçbir zaman cennet lazım olmayacaktır. Cennet senin ruhunda olacaktır."