İnsanlığın hidayet ve mutluluğu için gönderilen Kur'ân-ı Kerim kendisinin anlaşılmasını uygulanmasını ve hayatın her alanına yayılmasını istemektedir. Kur'ân doğru bir şekilde anlaşılıp yorumlandığında en sağlam ve güvenilir bir yol olarak kişiyi mutluluğa iletir. Bu anlamda ilâhî kelam hayatın içerisinde bizzat yaşanarak uygulama alanı bulur.
İnsanımıza ve özellikle bizim geleceğimiz olan çocuklarımıza kitapların en yücesi Kur'ân'ı ve temel dini bilgileri öğretmek bizlere yüce Allah'ın hoşnutluğunu kazandıracak dünya ve ahirette ikramların kapılarını açacaktır. Kur'ân okumayı öğrenmiş ve onun terbiyesi ile büyümüş evlatların anne ve babalarını cennette herkesi imrendirecek mükâfatlar beklemektedir. Sevgili Peygamberimiz:" Kim Kur'ân-ı Kerimi okur ve onunla amel ederse kıyamet günü anne ve babasına ışığı güneş aydınlığından daha parlak bir taç giydirilir ve yine onun anne ve babasına değeri dünyalara değişilmez iki elbise giydirilir. Onlar:" Bize bu elbise niçin giydirildi?"diye sorduklarında; kendilerine: çocuğunuzun Kur'ân öğrenmesinden diye cevap verilir"(Ahmed b. Hanbel Müsned 3/440) buyurulmaktadır.
"Ey Muhammed de ki; hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür."(Zümer 39/9)