İnsan zeki bir varlık olarak sınırsız bir bilinmeyenler okyanusunun ortasındaki küçük bir adacıkta bulunmaktadır. Her neslin görevi biraz daha keşfetmeye çalışmak bilgi ağacına yeni bir şeyler daha katmaktır. İnsan tabiatı gereği merak eden bir varlıktır. Öyle ki bugün insanın kürre-i arzın bütün karalarına yayılmış olması onun yeni yerler görme ve keşfetme merakının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu kâşif ruh hali ve yeni yerler görme isteği beraberinde doğulu ve batılı öncü gezginleri harekete geçirmiştir. Ancak gerçek anlamda seyyah ve seyahat kültürünün ortaya çıkışı Batı Dünyası ve Doğu'ya olan merakla ilgilidir. Batının kültürel kodlarının temelinde yatan Hıristiyanlık inancı ilk olarak gezginleri ve haçlıları Doğuyu keşfetmeye itmiştir. Beytü'l-lahim'e ulaşmak isteyen hacıların yol arayışları haçlı ordularının hırsları ile karışsa da üç krala (üç magi) rehberlik eden Bethlehem yıldızı sanki onlara da rehberlik ediyormuş gibi kutsal topraklara doğru yol almışlardır. Bu sayededir ki seyyahlık Avrupa'da kurumsallaşmış ve birçok insanı yeni yolar bulmaya itmiştir. İlk seyyahları harekete geçiren bu dini motivasyon zamanla çok farklı bir mahiyet kazanacaktır. Sonraki seyyahların arasında siyasi görevliler askerler ajanlar konsoloslar bitki ve böcek toplayan doğa bilimciler yerinde araştırma yapan arkeologlar tarihçiler coğrafyacılar ve jeologlar yer almıştır. Her ne kimlikle gelirlerse gelsinler; Onlar için Doğu'nun keşfi sonsuz bir işti. Keşfettikçe keşfedilmeyi bekleyen nice şey vardı. Elinizdeki bu eser daha önceden Türk Yurdu Mecmuasının yayınladığı "Yabancı Seyahatnamelerde Türkiye" başlıklı özel sayısından yapılan seçkiler ve alanında uzman araştırmacıların yeni yazılarını içeren bir derlemedir.