Bazen bazı şeylerden kaçmak için dünyanın bir ucuna gitmen gerekir. Yaşamak istemediklerini arkanda bırakır emanet bir bavulla yola çıkarsın. Bir süre her şeyden kurtulduğunu da sanırsın. Ben de öyle yaptım can arkadaşımın pembe bavuluyla yollara düştüm ve değil memleketimden ülkemden kilometrelerce uzağa gittim. Gerçi benimkine pek de kaçmak denemezdi daha çok babamın zorlamasıydı ama... Neyse gittim ve bir süre boyunca kafa dinleyeceğimi geride bıraktığım sorunlarla yüzleşmeyeceğimi sandım. Elbette ki yanılmıştım sorun tam burnumun dibinde kaçtığım yerdeydi. İnsanın kaderinden kaçmasının imkânsız olduğunu da vakti geldiğinde anlayacaktım... Sırtımda inadım boynumda tahtadan yapılma kolyem parmağımda aşkın anlamını bilmediğim zamanlarda yapmış olsam da yara izim tesadüfü sonuna kadar yaşayacaktım...