Eski Yunan döneminden başlayarak Avrupa halkları kendi toplum kültür ve gelenekleri komşularınınkiyle ve uzak yerlerde rastgeldikleri topluluklarınkiyle karşılaştırma yoluyla kendilerince bir üstünlük duygusu taslamışlardır. Günümüzde de bazen yapıldığı gibi bu "öteki"ler Avrupalılarca daha az uygarlaşmış ilkel ve barbar olarak nitelendirilmekteydi. Oysa Avrupa kendine yakıştırdığı farklı ve yüksek kimliği taşımaktan gerçekte çok uzaktı...
Got Hun ve Vandal istilalarını ve Roma İmparatorluğu'nun çöküşünü değerlendirdikten sonra Avrupa tarihinin öteki önemli olaylarını ve konularını gözden geçiren yazar geleneksel yanlış kavrayışları gözler önüne seriyor ve çarpıtmalara ne kadar sık başvurulduğunu gösteriyor. Antik Çağ'ın mirası Ortaçağ Hristiyanlığı Reform ve Karşı Reform hareketleri mutlakiyetçilik gibi konulara ve ilerleme düşüncesine ilişkin geleneksel kabulleri yeniden inceliyor. Ayrıca geçmişte ve günümüzde Avrupa gerçekliğinin ayırdedici işaretleri olarak muhalefetin isyanın ve çeşitliliğin varlığına ve geçerliliğine dikkati çekiyor.
Elinizdeki kitap sentez anlayışının ve bilimsel yaklaşımın sürekli olaylara ve örneklere dayanarak canlı biçimde hayatın içine taşınmış harikulade bir harmanıdır. Sonuçta ortaya çıkan şey Avrupa tarihinin esin dolu bir yeniden değerlendirilmesidir.