Günümüzde "Cihat" "Şehitlik" "Gazi" "Ribat" gibi kavramlar yoğun bir şekilde sorgulanıyor. Söz konusu kavramlar hem "İslamcı" hem "laik" çevreler tarafından içi boşaltılarak kullanılıyor. Üretildikleri tarihsel-toplumsal koşullar ve bu koşullarda taşıdıkları özgül anlamlar göz önüne alınmadan kullanılan kavramlar genel bir kabul görüyor. "Kutsal" kavramların dönemin maddi koşulları içinde taşıdıkları siyasal anlamlar yerlerini bugünün siyasal mücadelesinde yeniden anlamdıran kavramlara bırakıyor. Bu yaklaşım tipik bir örneği "şehitlik" kavramıdır.
"Şehit" Müslümanlığa ve Hıristiyanlığa göre din uğruna yapılan savaşta ölen kişidir. Her iki din de şehitlik kavramının ortaya çıkışı varolan siyasal liderliğin maddi-toplumsal çıkarlar temelinde savaştığı düşmana karşı kitlesel bir güç oluşturma arayışına denk düşmektedir. Oysa son yirmi yılın Türkiye'sinde uzlaşmaz karşıtlığa sahip bütün güçler "şehit" kavramını vazgeçilmez bir araç olarak kullandılar. İslami harekete göre bir şeriat devletinin kurulması için mücadelede yaşamını yitirenler şehittir. Laik-milliyetçi cepheye göre şehit vatan uğruna ölendir. Bu sadece savaş sırasında yaşamını yitiren askerler için değil örneğin depremde veya trafik kazasında ölen devlet memurları için de kullanılır. İslamcılar da bu yaklaşıma canı gönülden katılırlar. Öte yandan laik-milliyetçi cephenin dışında yer alan popülist sol hareketler de "şehitlik" kavramını baş tacı etmektedirler.
Yayınevimiz bu kavramsal kargaşanın yeni tarihsel düşüncenin getirdiği netliğe bırakması için elinizdeki mütevazi çalışmayı Türkçe'ye kazandırdı. Albrecht Nort'un bu akademik çalışması okura sadece kavramaların orijinini açıklamakla kalmayıp zevkli bir tarih okuma şansı da vermektedir.