Dönemin mûsikî anlayışı ve mûsikîye bakış üzerine bazı değerlendirmelerde bulunan
yazar giriş bölümü olan "İfâde-i Mahsûsa" da güzel san'atların önemli bir kısmını teşkîl eden
mûsikî ilminden söz ederken "Sanâyi-i nefisenin (güzel san'atların) aksâm-ı kesîresinden (çoğu
bölümlerinden) bir kısm-ı mühimminî teşkîl eden fenn-i mûsikî (mûsikî ilmi) ki urûk-ı
hissiyyâttın (hislerin köklerinin) vâsıta-i ihtizâzıdır (titreşim aracıdır). Rûha müteallik
keyfiyyât-ı bedî'atü'l-cereyânını (beğenilen takdîr edilen yeni durumların akışını) bir edâ-yi
beliğ (belâgatla yerine getirme) ve fasîh (açık ve düzgün) ile tebliğ içün yegâne vâsıta olması
haysiyyetiyle (i'tibâriyle) hâiz olduğu ehemmiyyeti der-pîş-i tefekkür (düşünmeyi göz önünde
tutma) ve teemmül (dikkatle tefekkür) edilince erbâb-ı rağbet ve iştiyâkın (güçlü istek ve ârzû
duyan kimselerin) derhâl anın(onun) dâire-i feyz-i bâhiresinden (ışıklıparlak ilim-irfân
dâiresinden) vücûd-pezîr (vücûd bulan meydan gelen) olmuş olan âsâr-ı pür-mesârre (çok
zevkli eserlere) müncezib (gönül vermiş) olması bir emr-i tabîîdir (tabîî iştir). "diyerek
mûsikînin önemi ve insan rûhu üzerindeki etkisini dile getirmiş; usûl ve makâmları müşevveş
(anlaşılmaz karmakarışık) olan bir takım âmiyâne (âdice bayağı) şarkılara kitapta yer
verilmediğinden yer verilen eserlerin de önceki üstâdlar ile dönemin önemli bestekârlarına ait
seçilmiş makbûl eserler olduğundan bahsetmiştir.