1997 senesi MHP - Ülkücü hareket açısından pek çok kırılma noktasını içinde barındıran bir yıl olmuştur. Bu kırılmaları "kol kırılır yen içinde kalır" mülahazası ile değerlendirip kırık kolu giysinin içerisinde saklayabilmek mümkün değildir. Zira "kırılma" televizyonların gazetelerin önünde yaşanmış ve artık bir "vaka" olarak kabul edilmiştir.
Burada yapılan "unutulmuş bir vakayı tekrar ısıtma" olarak da değerlendirilemez çünkü gerek harekete mensup olan gerekse harekete muarız olanlar tarafından bu yaşanmışlıkların sık sık konuşulduğu da bir hakikattir. Aynı sene içerisinde Ülkücü Hareketin Başbuğu'nun vefat ettiği hem de toplam üç kongrenin birden yapıldığını düşününce bu senenin "en uzun" olarak değerlendirilmesi eminim okuyucuyu şaşırtmayacaktır.
"Dönemin tanıkları" Azmi Karamahmutoğlu Hakan Ünser Fatih Doğrucan ve Arslan Tekin ile yapılan röportajları;
kısacası ülkücü harekette; örslerin çekiçlerin demirlerin ve aradaki demir olmak istemeyenlerin öyküsünü bu kitapta bulacaksınız.