Tabiat her saniye katliamla meşgul bir kaygısız. O birinsanla bir böceğin ölümlerinde fark gözetmiyor. Bir ölü yerine bin hayat fışkırtma kuvvetindeki bu dinamik uzviyet makinesi doğurduklarını çiğneyip geçiyor. Hayatın ilk sermayesi düşünenleri utandıracak değersiz bir bollukla... Hayat dengesini ölümde buluyor. Doğum olmazsa ölüm olmaz ölüm olmazsa doğum olmaz.
İnsanlar öldürme dersini tabiat babalarından alıyorlar. Flora cinayetsiz hayat olmaz diyor. Nietzsche gibi bazı filozoflar da ölmemek için öldürmeyi mübah gösterecek mazeretler arıyorlar.
Tabiat mahlüklarını her ne pahasına olursa olsun diğer hayatların zararına yaşamaya mecbur ediyor. Müthiş düstur. Bu histe hayvanlarla müşterek yaşamanın medeniyetle giderilmesi mümkün mü? Kanunlar insanlığı bu vahşetini yenmeye uğraşıyorlar. Mücrimi (suçlu) cezalandırmak için bulunan çare yine öldürmektir. Zavallı insanlık... Kendi bağrını hançerlemek cinnetine bir tedavi serumu bulamayacak mı?