Allah senin kapından aşk sarayına bir insan alacaksa o insana sen nasıl ben seni sevmiyorum dersin?
Allah'ın bile insanlar hakkındaki hükmünü ömürleri sona erdikten sonra verdiğine inanırken... Biz kim oluyoruz da insanları birkaç kez görmek iki-üç yazı okumak birkaç dedikodu dinlemekle yargılama hakkına sahip olabiliyoruz!
Anladım ki derin ve esrarengiz olan her şey susuyor.
Anladım ki susan her şey derin ve heybetli...
Anladım ki: İnsanlar;
Susanı korkak.
Görmezden geleni aptal.
Affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar.
Oysaki biz istediğimiz kadar hayatımızdalar.
Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar.
Bir gül kadar güzel ol ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir söz söyle ki ya yaşat ya da öldür ama asla yaralı bırakma.
Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama. İkisi de şu an burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak cennetteyiz aslı vakit birileriyle kavgaya tutuşsak nefrete hasede ve kine bulaşsak tepetaklak cehenneme düşüveririz.
Diyorlar ki dost acı söyler? Acıyı söyleyene dost denilmez ki! Seni sevmeyen acı söyler dostun sana söyleyeceği acı dahi olsa senin canını acıtmayacak şekilde tatlı dille söyler.
El âlem şarap içer sarhoş olur biz aşk ehliyiz içmeden sarhoş olmuşuz.
Ey aşk! Sen öyle bir kişisin ki dünya tokları senin vuslatının açlarıdır.
Ey Celaleddin talipsen yüreğime yalnızlığını adayacaksın bana.
Ey gönül! Şimdi sorarım sana hangi aşk daha büyüktür? Anlatılarak dile düşen mi anlatılmayıp yürek deşen mi?
Ey insan... Kafdağı kadar yüksekte olsan da kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma her şeyin bir hesabı var: Üzdüğün kadar üzülürsün.
Kadın; bilene nefes bilmeyene nefs tir.
Musikinin ritminde bir sır saklıdır; eğer onu ifşa etseydim dünya altüst olurdu.
Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun; doğumun bir damla su ölümün bir avuç toprak değil mi?