Kişinin; içgüdüsel iklimi aşk ve sevgidir. Bu iklimden uzaklaşan kendinden ve hayattan kopmuş sayılır.
Güvensizlik; kendisinin ve karşısındakinin sevgisinden karşılık beklenmesiydi. Bu durumda gecenin ve gündüzün kâbustan farkı yoktu.
Şüphe; sadece kendi sevgisine inanarak başkasının sevgisine inanmamaktı. Bunun sonucu kişinin; geceleri yalnızlık ve karanlık içinde kalması gündüzleri kalabalıklar içinde boşlukları doldurmasıydı.
Özgüven; hem kendi sevgisine hem de karşısındakinin sevgisine inanmak arayış içinde olmamak demekti.
Umut ise; duygusal ve psikolojik bir enkazın içinde yok oluşu reddederek karanlığı ruhla delmek hayatta ben varım ve kendimle gurur duyuyorum diyebilmekti.
Bir düşü vardı sevgilinin. Sevmek demek bir delinin bir düşe inanması demekti.