Gerisi Pek Mühim Değil İzmir'in arka sokaklarında geçen bir büyüme hikâyesi. Mahalleyi kardeşlikten güçlü arkadaşlığı baba ocağını ana kucağını ilk acımızı gönül sancımızı anlatamadıklarımızı sakındıklarımızı kayıplarımızı ve pişmanlıklarımızı anlatan bir ilk roman.
Yalnızlığı sıkışmışlığı bütün bunlara rağmen umudu da görünür kılan Onur Güzeldiyar kendini gerçekleştirme ve var olma sancıları içinde debelenen "iyi insan" olmaya çabalayan "semt delikanlıları"nın hikâyesini çarpıcı biçimde bize aktarıyor.
"Hayatın esrarengiz müdahaleleri ne hoştur değil mi?
Devriye gezen ekip otolarının sayısı yükselen lüks binalar arttıkça artmıştır. Özel okulların kapıları spor arabalarla dolmaya afili kafeler parfüm kokmaya başladığında kaslı vücutlarının kılsız tenlerini sergileyen pahalı saatler takıp tertemiz kadınlarla etrafa bir küfür gibi bakmaya ve uzak durmaya çalışıp kaçmaya başladıklarında bu gençler semt delikanlılarına öfke bir meyvedir artık.
Sıkılan çalışan yorulan vuran vurulan sıkıldıkça faça atan sinirlerine hakim olamayan nezaretlere alınıp sorgulanan birahanelerde ağzı kusmuk kokulu kadınları öpmeye çalışan sevilmeyen dışlanan tehlikeli sanılan adam olamayan matiz olan bali koklayan kova yapan bong hazırlayan patlayan çatlayan ağlayan aldatan aldatılan rezil olan daha çok rezil olan yanılan yanılan hep yanılan duvarları kağıt spreyleri kalem sanan kalpleri daima kırılan kim varsa yemiştir artık o meyveden.
Çinnng!"