1979'da Rusların Afganistan'ı işgaliyle başlayıp günümüze kadar uzanan kesit İslâm'ın ve Müslümanların modern dönemdeki gariplik yılları olarak betimlenebilir. Bu dönemde maalesef İslâm çeşitli global projeler ve bu projelere bilerek ya da bilmeyerek destek veren bazı Müslümanlar sayesinde kanla savaşla güvensizlik ve huzursuzlukla daha da vahimi terörle birlikte anılır oldu. Bu makûs imajı İslâm dünyasında yaşanan trajediler de önemli bir dereceye kadar besledi destekledi yazık ki hâlen de desteklemeye devam ediyor. Oysa Allah'ın yegâne dini olan İslâm'ın kavga gürültü savaş kan gözyaşı ve terörle aslâ bir işi olamazdı olmamalıydı. Üstelik İslâm tüm insanların karşısında duran yegâne kurtuluş gemisi iken ciddi hiçbir alternatife sahip değil iken tevhitle tanışamadığı için uyuşturucu komasında hayatını kaybeden ya da trenlerin önüne atlayarak intihar eden insancıkların elinden tutarak onları hiçliğin girdabından meleklerin sohbetine yükseltebilecek tek ilâhi mesaj iken... Elinizdeki kitap yaşanan bu yaman çelişki ve trajedinin yürek yakan acısı hissedilerek ortaya çıktı. İçindeki müstakil yazılar derecikler misali "inancımız hâlâ insanlığın tek çaresi" diye çağıldayarak İslâm'ın teslimiyet ibadet ahlâk ve gönül dini olduğu şarkısını seslendirdi ve bu havuzda buluştu.