Beyefendilik ile serserilik arasında sıkışıp kalmış bir genç... İçine düştüğü çift taraflı mahalle baskısının girdabında teslimiyetin dibine vurmuşken toplumun her kesimince kabul edilmiş standartların çok üzerinde bir hayatı olmasına rağmen bir yandan o malum ideal insana dönüşürken öte yandan sıradanlaştığını silikleştiğini ve en kötüsü bu durumun artık bir alışkanlığa dönüşüp ruhunu kemirmeye başladığını fark etmesi tam da yine o malum standartların üzerinde bir üniversiteden mezun olduğu güne denk gelir.
Her yeni mezunun yaşadığı o panik havası dominant ailesinin ve kalburüstü bir politikacı olan babasının kariyerine şekil verme baskılarıyla katlanılmaz bir hal almaya başlar onun için. Canına tak dediği bir gün bir ses fısıldar ve tüm kalıplara meydan okumaya karar verir. Tam da o gün beklemediği bir kaza yolunu Beyoğlu'na uyuşturucu çetelerinin ortasına düşürür.
Beyefendilere serserice serserilere beyefendice itiraz eden iki kutba da ait ama tamamen bambaşka bir ruh hali...