Yapımcı-yönetmen-senaryo yazarı-oyuncu Yılmaz Güney'in ilk çıkışı Seyyit Han/Toprağın Gelini (1968) ile olmuştur. Bir çeşit geçiş ya da bir bağlantı filmi olan Seyyit Han 1969 Adana Altın Koza Film Şenliği'nde en iyi üçüncü film en iyi görüntü (Gani Turanlı) en iyi müzik (Nedim Otyam) ve en iyi erkek oyuncu ödüllerini kazanmıştır.
Tipik bir Çirkin Kral filmi ya da bir kırsal alan avantürü gibi başlayan Seyyit Han sonradan şiirsel folklorik bir aşk öyküsüne giderek bir masala dönüşür ve kanlı dehşet verici bir şekilde noktalanır. Bir biçim denemesi olan film Güney'in Umut dahil olmak üzere başka çalışmalarında da beliren fantastik ya da gerçeküstücü (buna folklorik gerçeküstücülük de denilebilir) ögeleri içerir.
Kemal Tahir'in yorumuyla: "Filmin genel havası yüzde yüz Türk'tür. Ayrıca dünyanın aradığı halk sineması koşullarına da son derece uygundur. Söz gelimi aralıksız kurşun yediği halde kahramanın hatta sendelememesi hayatın gerçeği ile sinemanın gerçeği arasındaki büyük farkı en iyi belirleyen sahnedir. Yılmaz Güney gerçekten halktan yetişmiş halkın bir şeyi nasıl görmek istediğini belki derin ilmiyle değil yaşantısıyla bilen bir halk sanatçısıdır. Böyle sanatçılardan benim bir aydın olarak öğrenecek çok şeylerim olduğuna inanıyorum."
Onat Kutlar ise: "Seyyit Han yarattığı mitosu çağdaş toplumsal sorunlara götürmemekle birlikte yeni bir sinema sanatçısının ilginç sevindirici denemesidir kusurları düzeltilemeyecek şeyler değildir. Güney'in mükemmelleştirmesini dilediğimiz sanatı için pırıltı ipuçları getirmektedir... Onu geleceğin bağımsız ve dürüst yönetmenlerinden biri olarak görmek -Yeşilçam'ın amansız yasaları düşünülürse- belki aşırı bir iyimserlik sayılabilir ama ben buna inanıyorum."