Tam manasıyla bir edebiyat ve kültür tarihi oluşturabilmek için kadim coğrafyamızda eser ortaya koymuş her sanatkârın şahsiyetinin ve eserinin ayırıma tabi tutulmadan tespiti ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Önemsenmemiş görmezden gelinmiş nice şair bütünüyle değil ama bir kısım şiiriyle bile dönemine ışık tutabilecek istatistikleri ve edebiyat tarihlerindeki değerlendirmeleri değiştirebilecek nitelikte şiirler kaleme almışlardır. On altıncı yüzyılın son çeyreği ve on yedinci yüzyılın ilk yarısında hayat sürmüş; saray akademisi sayılabilecek Enderun'da tahsil görmüş; daha sonra sipahi zümresine dâhil olmuş Sâmî mahlaslı şairin Dîvân'ı da bu tür özelliklere sahiptir. Sâmî yaşadığı dönemin şairleri Nev'î (ö. 1599) Nef'î (ö. 1635) veya Şeyhülislam Yahya (ö. 1644) ile mukayese edilebilecek mikyasta bir şair olmamasına rağmen Derya beyi olarak görev yaparken Kaptan-ı derya Kılıç Ali Paşa'nın gadrine uğrayarak katledilen babasının intikamını almak maksadıyla yazdığı mersiye-hicviyesiyle bile hatırlanmayı hak etmektedir.