Gerek Ortadoğu'da gerekse de civar bölgelerde geçen on yılın en önemli gelişmelerinden biri Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak doğuşudur. Bazı etkenler Türkiye'nin durağan siyasi bir aktörden daha iddialı bir ülkeye dönümesini mümkün kılmıştır. Bu etkenler daha güçlü bir ordu daha zayıf komşular eski Sovyetler Birliği'nden ayrılan Türki Cumhuriyetlerle ve İsrail'le yakın ilişkiler kurmak biçiminde kendini gösteren dış politika önceliklerinin genişlemesidir. Türkiye'nin komşu bölgelere yönelik politika yaklaşımları Birleşik Devletler'in bölgelere ilişkin politikasını da etkilemektedir. Gerçekten Türkiye geçen on yıl boyunca Birleşik Devletler politikasının sayısız girişiminin merkezinde yer almıştır. Körfez Savaşı ve Kuzeyden Keşif Harekatı'nın yanı sıra Washington ve Ankara NATO Ortadoğu barış süreci Bosna Kosova Azerbaycan ve Orta Asya'dan enerji nakli planları ile terörizmle mücadele gibi konularda birlikte hareket etmişlerdir. Richard Holbrooke'un veciz bir biçimde ifade ettiği gibi Türkiye "Avrasya kıtasında Birleşik Devletler açısından önem taşıyan hemen hemen her konunu kesişim noktasında bulunmaktadır."