Bir kadın harikadır. İki kadın o kadar da değil.
Müşfik Alkan çapkın biri değildir. Kadın avcısı olarak da nitelendirmez kendisini. Zaten kadınlar da av değildir. Yalnızca bir takım olaylar sonucunda kendini hep yatak odasında bulur. Farklı kadınlarla aynı yatak odasında.
İki yıl önce meydana gelen ve ne olduğunu hatırlayamadığı trajik bir gecenin sonucunda akıl sağlığını yitirdiği ilan edilir. Klinikte geçirdiği süre zarfınca olanları konuşulanları ve bacaklarının neden çalışmayı bıraktığını hatırlayamaz. Derken bir gün taburcu olur. Ölen karısının ablası Asuman Saylan adında çok çekici bir avukat olan baldızı ortaya çıkar. Müşfik'i evine geri getirir.
Kadınlar ile Müşfik birbirlerini o kadar özlemişlerdir ki başka hiçbir şeyin önemi kalmaz. Her gün farklı bir sohbetle devam ederken geçmişin cevapsız aramaları Müşfik'in huzurunu kaçırmaya başlar. Yazar olan Müşfik'in yıllar önce yarattığı kurgu karakterinin gerçek bir insan olduğu ortaya çıkar. Başka seçeneği yoktur yarattığı karakter ile arkadaş olur. Ancak gerçekle olan bağlarını iyiden iyiye kaybetmeye başlar.
Kadınlar ve kitaplar... Kadınlar ve içki... Kadınlar ve Müşfik...
Aşık olduğu kadına çıkan yolun gerçekliğine ulaşabilecek midir?