Kant tüm felsefe tarihinin üç mühim sorusu üzerine odaklıdır. "Ne bilebilirim?" "Ne yapmalıyım?" Neyi umabilirim? Bu nedenle bilgiyi varlığı ve değeri anlama çabasında ihtilal nitelikli cevaplar üretmeye gayret etti. İnsanın özgürlüğünü devletin temel ilkesi olarak inşa etmeyi rasyonel bir zorunluluk olarak gören Kant refah ve güçte eşitsizliklerin tüm insanların doğuştan sahip oldukları eşitliklerle nasıl uyumlu kabul edilebileceğini sorguladı. Fakat felsefecilerin pek çoğuna göre siyaset Kant'ın düşüncesinin merkezinde yer alan bir konu değildir. Halbuki Kant bireyin otorite ile yüzleşmesinde bağımsızlığının tanımı ve insan özgürlüğü konularında oldukça önemli argümanlara sahiptir. Yazdığı üç kritik (Saf Aklın Kritiği Pratik Aklın Kritiği ve Yargı Gücünün Kritiği) yoğun ilgi görmüş politika içerikli makaleleri aynı dikkati çekememiştir. Kant'ın siyaset felsefesi üzerine yapılan incelemelerde karşılaşılan en önemli sorun Hegel'in hazırlayıcısı olmak dışında Kant'a değinen siyaset felsefesi tarihi ve bilimi alanında yapılmış pek çalışma olmamasıdır.
Pozitif bir dil ile "Daimi Barış" gibi bir teori içermesine rağmen "Daimi Barış için Daimi Bir Savaş Teorisi" "Asosyal Toplumsallık: Kant'ın Politik Düşüncesinde Daimi Düşmanlık" "Protestan Alman Üniversitesi Metafiziği" gibi yapılan eleştirilere de eserde yer verilmiştir. Kant'ın politik felsefesini içeren çalışmaları incelerken gözden kaçırılmaması gereken ilk husus Liberal etiğin klasiklerinden sayılmasına neden olan çalışmalara sahip olmasının yanında Alman idealizminin sosyalist ve faşist felsefelerinin kökenlerinin de Kant'ın siyaset felsefesinde izlerinin bulunabilmesidir. Bu çalışmanın Avrupa tarihinde düşüncel bir devrim yaptığı kabul edilen Kant'ın siyaset anlayışı üzerine bundan sonra yapılacak araştırmalara bir giriş nitelikli olmasını umuyoruz.