Loş yatakhanede her zamanki alışkanlıkla bozuk kalorifer peteğine yaslanmış iki çocuğun vücutları tiril tiril titriyor dişleri birbirine çarpıyordu. Köyde geçen anılarını anlatıyorlardı ısıtarak birbirlerini çocuk düşleriyle.
Hasan:
"Büyüyünce de kardeşliğimiz devam edecek değil mi?"
Hikmet küçük kollarını açıp Hasan'a kocaman bir sevgiyle sarıldı.
"Kardeşliğin bittiği görülmüş şey mi kardeşim?"
Tam o esnada içeriye ince uzun boylu üzerinde siyah bir palto elinde bir çuval insanın içini ısıtan bir tebessümle kırklı yaşlarda sarışın bir adam girdi...
Hikmet kirli parmakları arasında iki üç yerinden ısırdığı köy elmasını uzatarak...
"Öğretmenim elma yer misiniz?"
......
Başına gelen talihsiz olaylar sonucu küçük yaşta olumsuzluklarla yolu kesişen bir çocuğun sarsılmaz bir inançla doğrulardan şaşmadan okuma sevgisi ve okuma azmi ile girdiği hayat mücadelesinin derin izleri... Hikmetini bir elma ısırığından alan hafızalarda derin izler bırakacak soluksuz bir roman...