nefret kokun olmadı senin misler içindesin eskit şu mevsimleri
evet dediğin yerdeyim başka lisanda hâlâ bana karçiçeklerini anlat
ölü kuşları yaz sineklerini kalbinde büyüyen akşamı anlat bana
yoruldun yıllarca bana çalışmaktan kaldırmaktan ters vuruşlardan
ihanet başkentimdir benim aslında taşralıyım seni yorumlamaktan
acılar güçler bulmuş sende bıkmışsın hanım olmaktan üşümüşsün
bezgin bir güzelliksin sen sıkılmış bir esenlik handiyse otuz yıllık
bir tarafın isyan dolmuş yüzün sızlamış sessiz bir nehrim olmuşsun