Çalışma alanı bütün olarak tanıtmayı amaçlayan bir "giriş" kitabı değil belirli sorunlar üzerinde derinleşmeyi amaçlayan bir deneme-inceleme seçkisi niteliğindedir. Bu nedenle her birisi eser bütünlüğünden ziyade yazı bütünlüğünü amaçlayan ve kendi içinde değerlendirilebilecek makalelerden oluşur. Çalışmanın bir başka özelliği ise sadece Batı felsefesine dayalı olmaması "Mevlânâ ve Kierkegaard'da Birey Tanrı İlişkisi" "Yunus Emre'de Transsendental Terapi: Kaygı ve Umut" "Muhammed İkbal'de Aşkın Ben" "Nuri Pakdil'in Korku ve Samuel Beckett'in Godot'yu Beklerken isimli eserinde Varoluşun Anlamı Sorunu" gibi içerikleriyle Doğu kültüründen de motifler taşımasıdır. Bu şekilde eserde varoluşçuluk felsefî edebî psikolojik teolojik boyutuyla ortaya çıkmakta; felsefî boyutta varoluşun özden önceliği ve şimdiki zaman sorunu; psikolojik boyutta benlik kaygı tutku umut-umutsuzluk; ilâhiyat alanında birey Tanrı ilişkisi edebiyat alanında ise varoluşun anlamına ilişkin yaklaşımlar öne çıkmaktadır.