Kimi yaşanmışlıklar vardır ki; SineMasal kıvamındadır. Yaşamın olanca alışkanlığı içinde öyle hızlı akar gider ki hikâyenin rol modellerinin önünden hayatları; yaş kemale erdikten sonra dönüp de arkalarına baktıklarında "Acaba bu hayatın tümünü ben mi yaşadım yoksa bir sinema filmi miydi kısacak zaman dilimi içinde yel misali akıp gidiveren?" diye düşünürler...
İsmail Hakkı İçten'in bir asır evvel alile fertlerinin Batman coğrafyasından başlayıp Diyarbakır'a kesişen sonrasında İstanbul'da noktalanan hikâyesi muhteşem bir film senaryosu gibi.
Kitap olarak basılmadan hemen önce okuduğumda tümüyle bu ruh halinde olduğumu ifade etmeliyim.
Sevincin mutluluğun nadiren yaşandığı tuhaf zamanlarda; yanımızda yöremizde sırf doğduğu için öylesine yaşayan öldükten sonra mezar böceklerine yem olmaktan başka hiçbir özellikleri olmayan o kadar çok insan var ki!
İşte tam da bu vefasız kalabalıklar içinde kudreti bilincinden gelen ve anlatılacak hikâyesi olan metinlere ve bu metinlerini hayatın gerçekliğine sunacak kalemlere ihtiyaç var.
"Batmanlı Ağa'nın Diyarbekirli Memur Oğlu" tam da böyle bir kitap.
Kurgu ile gerçekliğin geçirgenliğinin nerede başlayıp nerede bittiğinin hayli zor olduğu bir anı-anlatı kitabı olmuş İsmail Hakkı İçten'in kitabı.
Şeyhmus Diken