Hüseyin Kıran külliyatında izi adım adım sürülebilen bu dünyanın insanı olmayı "normalliği" zorlayarak değiştirme mücadelesi Benim Adım Meleklerin Hizasına Yazılıdır'da güçlü bir metafora dönüşüyor. Her türlü otoriteye bireysel karşı çıkışın nihayetinde kendisinin de bir otoriteye dönüşmesi gelişmesi ve kaçınılmaz olarak devrilmesinin hem hikâyesi hem de dile yansıyışı sorgulayıcı etkiler yaratıyor. Neşterinin keskin ağzı biat edenleri kabullenenleri ve uyumluları kesiyor. "Anladım. Efendi bendim. Kendimle görüşecektim. Bu doğayla görüşmenin diğer adı oluyordu. Doğa kendini bende gömülü tutuyordu. İçimde çeşit çeşit hayvanın yankısını bunun için buluyordum onlarla kardeştim. Bu kadar kolay öfkelenebilmek beni lav püskürten yanardağların kardeşliğine bağlıyor. Ölü gibi sessiz bekleyebilmem beni deniz yapıyor ve değişkenliğimle nehir oluyordum... Ve peki ben kendime ne diyecektim..."