Karanlık bir yerdeydi. Yanında kendi yaşlarında yüzünü göremediği bir adam vardı. Ona usulca yaklaştı ellerini tutup avuç içlerinden öperek buz gibi parmaklarını ısıttı. "Başını kaldır bana bak İpek. Bırak kirpiklerinde birikmiş yağmur damlaları sel olup aksın akıp gitsin ki yerine baharı müjdeleyen erik ağacımızın çiçekleri doluşsun." Sezen EREN'in ikinci romanı "ERİK AĞACI" küçük bir kızın içinde kopan fırtınalardan yola çıkarak anne-babalara çocuklarına karşı davranışlarını sorgulatıyor. Bazen çok önemsiz bulduğumuz bir tek söz basit bir davranışın onların tüm yaşamını nasıl etkileyebileceğini gözler önüne seriyor: Sezen EREN'in toplumsal sorumluluk anlayışı ve kadın sorunlarına olan duyarlılığıyla ele aldığı bu hikaye yaşamınızın bir yerlerinden de tanıdık gelebilir...