Beyzâde Emre Miyasoğlu'nun çocukluk ölüm özlem aşk ve arkadaşlık izlekleri serin taşlıklı konak hatıraları ve anlatıcının yaşadığı döneme dair siyasi akisleri de yansıtan bir kuşak/aile romanı.
Hanzar'da başlayan ve yaşanan mutlu bir çocukluk üç askeri darbeye şahitlik etmiş bir anlatıcı figürün doğal yalın ve sade anlatımıyla biçimleniyor. Beyzâde'de sürekli betimlenen merkezi figür vefa ve hayranlıkla anlatılan kibar bir eski zaman beyefendisi dervişmeşrep bir Babadır.
Beyzâde ayrı kültürlerin ve dünyaların insanı olarak Burcu Annenin ölümü ve Amcanın felç olmasıyla birlikte şekillenerek aynı kültürden ve aynı dünyayı paylaştığı cana yakın ağırbaşlı Zehra ile birlikte yaşanan lirik bir aşkın vuslatla sonuçlandığı bir hayat ve aile serüvenidir.
Beyzâde buruk anlatımı ve yer yer trajik tasavvufi izlenimler ve öğeler barındıran nitelikleri kırgınlıklar öfkeler pişmanlıklar ve monologlarla şekillenen iç işleyişi yiten değerlere 'sadakat borcu'yla ilmeklenerek bireysel tarihe ve siyasi atmosfere tanıklık ediyor.
Kısaca Beyzâde trajik duygudan ve ölüm izleğinden beslenen duyarlık yapısıyla bir tanıklıklar romanı...
Emre Miyasoğlu'nun geçmişiyle olan otantik manevi özgün bağının ve bağlılığının doğal bir yansıması...