Câhiliye dönemi Arap toplumu ahlaki bakımdan neredeyse tamamen tefessüh etmiş değerler tümüyle çürümüştü. Bu yozlaşma ve çöküş Hz. Peygamber'in (s.a.v) dâvet ettiği yüksek ahlâki seviye ile asla uyumlu değildi. İçki kumar ve zina çok yaygındı. Kabile asabiyetinden kaynaklanan zulüm baskı ve zorbalık alıp başını gitmişti. Haksız kazanç ve gasp oldukça yaygınlaşmıştı. Güçlü güçsüzü zengin fakiri eziyordu. Geleneği kutsayan ve işini zorbalıkla yürüten Arap câhiliye felsefesi ile hak ve adâleti esas alan şefkat ve merhamet temeline oturan İslâm anlayışı büyük tezat arz ediyordu. Bu bakımdan İslâm'a davet ve tebliğ söz konusu vasat dâhilinde ciddi engeller ve zorluklarla karşı karşıya kaldı. Kurulu düzenin sahipleri düzenlerinin bozulmasını istemiyorlardı.