Don Kazakları
Onlar Anadolu topraklarının üç yüz yıllık hikâyesidir.
Onlar puslu göllerin efendisidir...
Kars'tan Doğu Ekspresi'yle İstanbul'a ve oradan Manyas Kocagöl'e gelen ve değirmende çalışmaya başlayan gizem dolu bir genç...
Âşık olduğu kadını öldüren ve yıllarca saklanma gereği duyan kilisede kekeme bir zangoç...
Ömrünce göllerde nehirlerde denizlerde; deniz kızı arayan ve ona âşık bir adam...
Kaniye'yi alabilmek için göle kumaş döşeyenler; gölün donmasını bekleyenler...
Kutsal haçı gölden çıkarmak için zemheri ayazında yarışanlar...
Efsaneleşen aşklar iki dünya arasında kalanlar ve karşılık bulmayan sevdalar...
Panayırlar eğlenceler; yangınlar depremler ve göl efsaneleri...
Kocagöl'e kadar gelen Rus ve Amerikan ajanları... Bir gecede boşalan evler kamyonlarla İstanbul'a getirilen acı dolu yürekler... Don Nehri kıyılarına doğru yola çıkan Gürcistan Vapuru ve bin Kazak...
Onlar Don Kazakları... Onlar sakallı adamlar... Onlar özgür insanlar... Onlar rüzgârın oğulları...
Onlar; Anadolu'nun renkleri adetleri türküleriydi.
Onlar giderken gölün suyunu evin taşını yanlarında götürdüler...
Bir tek o gitmedi: Son Kazak Ruslan...
O Atatürk'ün çağdaş ülkesini bırakıp da gidemezdi.
Kazaklar Kocagöl'ü iyi bilir...
Ve göl insanı sakalına ak düşmeden ölür.______