Din eğitimi ülkemizde onca yeni uygulamaya bu konuda artan bütçe ve devlet-hükümet ilgisine imkânına yaygın kamuoyu ve medya desteğine rağmen örgün eğitim sistemi içinde hala merkezi bir konumda değil. Yani ebeveyn ve öğrenciler din bilgisi yerine pozitif alanların bilgilerini öğrenmeye daha fazla ilgi gösteriyorlar.
Kimi öğrenciler din konusuna ilgi duysalar bile öğrencilerin büyük bir kısmı dinle ilgili dersleri ve bilgileri kendi gelecekleri için öncelikli acil ve çözüm kabilinden bir öğretim alanı olarak görmüyor; bilakis daha "pozitif" alanlara (matematik yabancı dil spor bilim vb.) yöneliyorlar. Zira mezun olup iş hayatına atıldıklarında öğrenciler daha pozitif pratik ve bilimsel bilgilerin işlerine yarayacaklarını düşünüyor olabilirler; bu hayatın normal gelişimsel bir sonucu. Fakat öte yandan din eğitimi konusunda bir toplumsal talebin olduğu da kabul edilmeli.
Her halükarda Türkiye'de din eğitiminin asıl sorunu din kurumuna yönelik "toptancı" bakıştır; din özel bir sosyal kurum olarak kalması gerekirken aşırı derecede politikleştirilmekte partizanca ele alınmakta ve hak temelinde sorgulanmamaktadır.