İçinde bulunduğum mevsim ne olursa olsun ben sonbaharı yaşıyorum adeta bu dönemlerimde. Ruhumdaki duygular ağaçtan dökülen yapraklar gibi yerlerde. Gözyaşlarım sonbahar yağmurları kadar sağanak... Aniden çıkan bir rüzgârda oraya buraya savruluyor düşüncelerim. Yağmur öncesi çakan şimşeklerin altında geziniyorum korkusuzca Azrail'e "Beni de gör buradayım" dercesine.
Üşüyor üşüyorum... Hiçbir şey ısınmam için yeterli olmuyor. Bedenim ısınsa ruhum donuyor. Alıp başımı gidesim geliyor buralardan ama ne çare.
Bu baş bende olduktan sonra nereye gidersen git ne değişecek ki...
Mutluluk tavan yapıyor dünya bana güzel oluyordu kelimenin tam anlamıyla.
Fakat beynimdeki düşünce fırtınası beni yiyip bitiriyordu.
Zihnimdeki hızın gücü beni esir alıyordu.
Beynim patlasa da içindeki tüm birbirine çarpan düşünceler dışarı çıksa ancak bu şekilde belki rahata kavuşurdum.
Bir insan hem bu kadar mutlu hem de beyninin patlamasını isteyecek kadar mutsuz umutsuz olabilir mi?
Hem de delirircesine tüm duyguları bir arada yaşıyor...
Bazen eksi kutuptasın bazen artı kutuptasın...
Bazen de uçlar asitleniyor ve sen zehirleniyordeliriyor gibi oluyorsun.