Elif Ana'nın yüreği yaralıydı. Karalar bağlamış ağıtlar yakıyordu öldürülmüş olan yakınları için. Geriye bir oğlu kalmıştı. O da kayıptı. Gece gündüz ağlıyor oğlunun
sağ salim eve dönmesi için dua ediyordu. Herkes can derdine düşmüş kanun kural tanımayan kendi başına buyruk zalimlerden kendisini kurtarma telaşı içindeydi.
Köye döndüğünde her tarafı yakılmış yıkılmış buldu. Gözü bir insan aradı bir haber almak için ama kimsecikler yoktu.
En yakın köy olan Dereler köyüne doğru gitmek için yola çıktı... O yola devam ederken giderek şiddetlenen yağmurun farkına bile varmadı. Yürüdü
yürüdü... Durup dinlenmeden arkasına bakmadan...