Şu anda dünya nüfusunun % 15 gibi bir kısmının çok yakın gelecekte ise % 25 gibi büyük bir oranının bakıma muhtaç hale geleceği düşünüldüğünde; Dünyanın ve Avrupa'nın gündeminde önemli bir yer bulan engellilik ve yaşlılığın yakın gelecekte büyük bir sorun ve ekonomik yük olarak karşımıza çıkacağı açıkça görülmektedir. Ülkemizin de bu gelecek olgunun farkında olması ve ciddi önlemler alması gerekmektedir.
Ülkemiz nüfusundaki değişimlerin ve bu değişimlerin yansımalarının iyi değerlendirilmesi engellik ve yaşlanma olgusunun etkilerinin ülke için bir probleme dönüşmeden çözümlenmesini sağlayacağı düşünülmektedir. Bakıma muhtaçlık olgusunun kendi başına bir sosyal risk türü olmasından yola çıkarak yoksulluk (gelir durumu) gibi ayrı sosyal şartlar aranmaksızın bakıma muhtaç duruma gelmiş bütün kişileri sosyal güvenlik sistemine alacak tamamlayıcı bir bakım güvence sisteminin sağlıklı bir şekilde oluşturulması gerekmektedir. Bu nedenle Avrupa Birliğine üye olma çabası içerisinde olan Türkiye'nin engelli politikasını yakın gelecekteki sosyal ve ekonomik şartları da göz önünde bulundurarak revize edilmesinin hatta yeniden oluşturmasının önemli olduğu aşikardır.