"Bir Antik Yunan uygarlığı uzmanının hangi sıfatla Sovyet edebiyatından söz edeceğini insan kuşkusuz biraz şaşırarak kendi kendisine soracaktır. Bu gerçekte tam anlamıyla bir eski Yunan uygarlığı uzmanı olma sıfatından kaynaklanır (...); biricik konusu insan onun durumu ve gücü olan bir edebiyatın dünyasında yaşayan birinin bir zamanlar eski Yunan hümanizmasının yapmış olduğu gibi kendi sırası gelince gücümüzü çoğaltmaya düşünce ve edimlerimizi beslemeye yetenekli bir insanın düşüncesini zamanımıza öneren bir edebiyatın çağdaş dünyada var olup olmadığını kendi kendine sormaktan başka yapabileceği bir şey yoktur.
"Yunan hümanizması hep mirasçılar aradı. Yüzyıllar boyunca her defasında da hep geçici mirasçılar buldu. Çünkü sürekli olarak aşılmak hümanizmanın ayırıcı niteliğidir. Sovyet dünyası çağımıza insanın yeni bir çehresini önermek iddiasında. İnsanın yeni bir çehresi neyin nesidir değeri ve önemi nedir? Kimse buna kayıtsız kalamaz. Ben bu yeni çehreyi tanımak istedin."