Bizler bir büyük medeniyetin evlatlarıyız. Biraz tozlanmış unutulmaya yüz tutmuş olsa da derinlerde pırıl pırıl parlayan bir antika mücevher gibi saklarız mirasımızı.
Türk İslam Medeniyeti diye isimlendirdiğimiz yüzyılları nakış nakış işleyen bu oluşum; varlığını bize mimarî tezhip hat ebrû musikî işleme sanatları edebiyat şiir şeklinde gösterir.
Şiir bunların içinde kuvvetli bir damardır.
İçinde bulunduğumuz medeniyet dairesine şiir medeniyeti diyebiliriz belki de.
İşte biz bu mütevazi eserde; şiirimize damgasını vurmuş sazıyla sözüyle bu zarif medeniyeti ince ince örmüş şairlerimizin mısralarına beyitlerine değindik. Söz ustalarımızın sanatından mahâretinden hissemizi almak istedik.
Kelimeleri mısraları dörtlükleri bize geçmişimizden bugüne insanımızı anlatsın istedik. Edebiyatımız şiirimiz deyince aklımıza geliveren gönlümüze düşüveren Yunus Emre'den Fuzûlî'den Hz. Pîr Mevlânâ'dan Karacaoğlan Pir Sultan Abdal Kaygusuz Abdal'dan Âşık Dertli'den Dâimî'den tadımlık şiirler aldık.
Biz de o aşk ile hem-hâl olup edebiyatın zevkine daldık. Sözün balından süzüp aşımıza tat katmaya çalıştık. Bu tatlı aşı dostlar ile paylaşmak dileriz. Vesselâm..