Senin adını kimse bilmez. Büyük gazetelerin arka sayfalarında yerel gazetelerde en sıradan yedeğine kadar bütün oyuncuların futbolun "f"sinden anlamayan yöneticilerin adları sıralanır da seni kimse görmez. Oysa bu oyun sen olduğun için var. Sağını solunu açtığından biraz çapkın baktığından filmlerin başrollerini kapan oyunculuk yeteneğinden nasibini almamış zavallıların boy boy resimlerini yayınlayıp Suphi Kaner'leri Ahmet Tarık Tekçe'leri yok sayan anlayıştır sana bu sahnede yer vermeyen. Olsun zaten senin sahne ışıklarında gözün yok ki.
Yekta Kopan insanın iç dengeleriyle dış tepkilerinin çatışması olarak gördüğü insanlık hallerini kahramanlarının bilinçaltına sızarak düşüncelerini okuyarak daha da ötesi okuru da bu oyuna alet ederek anlatıyor. Yedi Derste Vicdan Muhasebesi'ndeki öykülerde anlatıcının içdünyasında çarpışan çoğalan sonu gelmez dünyalara açılan iç monologlar iç diyaloglar bir yaşam muhasebesi yapıyor. Yalın kısa cümlelerle gündelik yaşamdan alınma sözcüklerle ince ince işlenen anlatımla günümüz insanının yalnızlığının içe dönüklüğünün uyumsuzluğunun altı çizilirken yüzeyin altında hüzün ve mizah birbirine koşut yürüyor. Kısacık bir zaman dilimi içinde bilinçaltımızdan akıp geçen geniş ufuklara açılan pek çok anıyı yaşanmış ya da yaşanmamış anları içeren dünyalara sokuyor okurunu Yekta Kopan.