"Bir şeyleri birilerini yitirmeyi; bir şeylerden birilerinden mahrum kalmayı; en çok çocuklar hissederler. Birinin eksikliğine en zor onlar alışırlar. Alışıp unutsalar bile en kolay onlar hatırlar. Tekrar hatırladıklarındaysa yabancılaşırlar dışarıya kendi kabuklarına çekilirler. Yaşadıkları eksikliği nasıl gidereceklerine veya bu eksikliğin acısına nasıl katlanacaklarına dair hiçbir fikirleri yoktur bir şey gelmez akıllarına. Öylece beklerler... Eksikliğini hissettikleri kişinin eksikliğine alışamazlar onlar bu eksikliğin kendilerine verdiği acıya ve bu acıya karşı çaresiz kalışlarına alışırlar. Kimisi gözyaşı dökememeye alışır kimisiyse döktüğü gözyaşlarından utanmalara ve o gözyaşlarını saklama çalışmalarına alışır. Kimisi çaresiz kaldığında yine gidip o duvar dibine tünemeye alışır kimisiyse başını yastığa gömmelere... Çocuklar ne yardım istemeyi bilirler çaresizliklerine ne de gelen yardımı kabul etmeyi. Kayıtsız bakarlar kendilerine uzatılan ele. İşte Deniz de tam da böyle bir tepki verdi Esma'nın uzattığı ele; kayıtsız bir şekilde baktı sadece..."
Senin Adın İns n Eren Yüceboy'un edebiyat dünyamıza merhaba dediği ilk kitabı. Düşülke
genç yazarların ilk kitaplarını çok önemsiyor ve edebiyatımıza ihtiyaç duyduğuna inandığımız yenilikçi soluğu kazandırmak için Hususi Edisyon çalışmalarla yeni isimlere öncelik tanıyor. Eren Yüceboy sığınmacı sorununa da değindiği Senin Adın İnsan'la karşınızda . Keyifli okumalar dileriz şimdiden.