1915 1929; Osmanlı imparatorluğunun dağılıp bölündüğü yıllarda Bulgaristan'da yaşayan Türkler ve Bulgarlar Osmanlı hükümdarlığında huzur içinde yaşamışlardır. Osmanlının parçalanmasıyla Bulgaristan Osmanlıdan Bulgarlara geçti. Çeteler Türklere camilere saldırılar düzenliyordu. Türklerin ülkeyi terk etmeleri için işkenceler baskınlar yapıp evlerini yakıyorlardı. Hikâyemiz kasabaya yakın bir
köyde geçiyor. Köy ağlat ağaçları erik ağaçları akasyalarla sarılıydı; yol kenarları yemyeşildi. Tek katlı büyük evler evlerin bir kaç metre uzağında ahırlar ve ambarları toprak yollar evlerin böğürtlenle dolu çitleri her evin bahçesinde camının altında çiçekler yıldız kasımpatı güller nergisler göz doldururdu;
bahçelerin büyük bölümünde sebze yetiştirirlerdi ve meyve ağaçları vardı. İnsanlar geçimini hayvancılıkla ve tarlaları ekerek sağlarlardı; topraklar verimliydi.
"Bulgaristan'da başlayıp Türkiye'ye taşınan aşkın bütün bir ailenin yıkımıyla sonuçlanan hikayesi gerçek hayattan kopup Hafize Aşar'ın kaleminden sizlere ulaşıyor."