Niyetleri ve amaçları farklı da olsa Türkiye'de toplum mühendisliğine soyunanlar da kadim değerlerine bağlı olduklarını söyleyen kesimlerden de eğitime dair çıkan ortak ses "hedeflenen sonuca ulaşamadık" şeklindedir. Bu ayrıntı okulların işleyişi noktasında arızanın olduğuna dikkat çekmekle birlikte eğitim kurumları üzerindeki hesapların derinliğini gösterme açısından da son derece önemlidir. Bu cümleden hareketle tarihe bakıldığında ister menfi ister müspet olsun toplumun geleceği üzerinde hesabı olanların okullar üzerinde de hesapları olagelmiştir.
Bu bağlamda eğitim paydaşlarının önemli bir kısmı da ülke olarak eğitimde düşünülen neticeye ulaşılamadığını ifade etmektedirler. Gerçekler böyleyken konu ile alakalı olarak istikrarsızlığın söz konusu olduğu kesindir. Bu duruma göre neslin yetişmesi için "eğitimde istikrara" ihtiyaç var demektir.
Bu eser eğitim kurumlarının işleyişi ve misyonları noktasında tespit edilen problemler ile bu doğrultuda üretilen çözüm önerilerini içermektedir. Bu çerçevede okullarda şahsiyetli nesillerin yetişmesi için okulların iç ve dış bileşenlerinin yüklenmeleri gereken sorumlulukları açıklanmış; bu minval üzere "eğitimde iyi örnekler" öyküleştirilerek okullarda ihtiyaç duyulan "rol modeller" gündeme getirilmeye çalışılmıştır. Ayrıca "okulları içinde bulundukları toplumla bütünleşmelerini sağlamanın yolu okul kültürüne hayat veren damarların toplum kültürünü besleyen ana damara bağlamakla mümkündür" yaklaşımına da vurgu vardır.
Bu yapıt masa başında hazırlanmış bir çalışma değildir. Görev yapılan eğitim kurumlarında; yaşayarak öğrenmenin getirdiği birikimden çalışarak dökülen terden ve eğitimin istikrarı için mesai mefhumu gözetmeksizin yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen kazanımların ürünüdür. Eseri özgün kılan da bu özellikleridir.