Şifahi bir geleneğe sahip olan Mekke'nin sıcak topraklarına Kur'an bu kültür kodlarına uygun şifahi bir tarzda müneccemen nazil olmaya başladığında tarih miladi yedinci yüzyılı gösteriyordu. O günden günümüze günümüzden de yevm-i âhire Kur'an anlaşılmaya ve yorumlanmaya konu olmuş ve olacaktır. Ne var ki bu anlamalar özellikle risâletin sahibi Peygamber'in (as.) vefatından sonra tarihsel süreçte farklılıklar göstermiş mezhep ve fırkaların teşekkülüyle birlikte ihata edilmesi gayr-i kabil bir çeşitliliğe ve kamplaşmalara dönüşmüştür. Sadece düşünce ekolleri arasında değil aynı mektebin mensupları arasında da farklı anlamalar bu gerçeği teyid edici bir yoğunluktadır.