güneş yavrusunu emziren anneydi
hayat verirdi her bir memesinden sündüs'e
sündüs dağların orta yerinde çiçekler ülkesiydi
balla kesilirdi insanların sözü
arı hür gezer
kuşlar özgürlük türküleri söylerdi
hikâyeleri mertlik kokar
kızlarının her birine destanlar dizilirdi
cirit atardı yiğitlik sündüs'ün çimlerinde
. . .
sürmeli gözlerine gayrı
sevinç düşmeyeydi
şafaklarını ve akşam alacalarını
yaban dumanları bürümeyeydi
kundakları bebesiz
döşekleri sündüs'süz olmayaydı
göğüs kafeslerini çatlatan
eli böğründe anaların feryatları
ne asumana dek yükseleydi
ne de sündüs'te
çakallar kurtlar çığırtkanlar uluyaydı