Olanlara anlam veremezken nefes nefese kalan Buğra'nın sesini duymuştuk.
"Koşun peşimizde!"
"Kim?"
"Ne?"
"Adam!"
Nesrin'lerin yakınındaki ağaca hızlı bir ok saplanmasıyla eş zamanlı yerlerinden fırlamışlardı. "Koşun!" Cevap vermemize fırsat sunmadan tekrar sürükleyerek koşmaya başlamıştı Buğra. Ormanın derinliklerine inerken koluna iyice yapışmış hızına ayak uydurmaya çalışıyordum fakat Buğra uzun boy avantajını kullanarak çok daha hızlı koşuyordu. Etrafta kimin olduğuna dahi bakamıyorduk. Gruptan herhangi birinin arkada kalmamasını umuyordum. Ciğerlerim oksijen yetersizliği ile yanıp kavrulurken yerde bulmuştum kendimi. Taşların ellerimi ve dizlerimi parçalamasına aldırış etmeden hızla kalkarak koşmaya devam etmiştim.
Dokuz kişilik bir arkadaş grubu rutinleşen hayatlarına renk katmak amacıyla kamp yapmaya karar verirler. Her şey yolunda ilerlerken aksilikler gariplikler gerilim dolu dakikalar peşlerini bırakmaz. Bu acımasız mücadelede sadece hayatları için mücadele etmeyip arkadaşlık ilişkilerini de korumaya çalışacaklardır.
Hayatta kalma mücadelesinde ufak bir uyarı; En yakınındakine bile güvenme!