Üstad Necip Fazıl ne bir müfessir ne de bir fakihti. Lakin milletin bütün bunlardan mahrum olduğu bir zamanda Mütefekkir kimliğiyle zuhûr etti iman ibadet ve ahlak alanına hapsedilen İslam'a yol açtı. Onun eşya ve hadiselere yeniden tatbikinin nasıl olacağını gösterdi. Büyük Doğu üst başlığında Müslümanların bu çağda iman fikir hareket ahlak ve hukuk tasavvurlarının nasıl olacağını telif etti; İdeolocya Örgüsü'nü de buna başeser yaptı. Bu milletin çocuklarına yeniden nasıl Ebussuud çapında âlimler olabilecekleri noktasında yol haritası çizdi.
Üstad Allah Rasulü'ne صلى الله عليه وسلم" Çöl Bedevisi" denildiği bir zamanda "Topuğunu bir kerecik öpebilmiş kum tanesi olsaydım." diyerek O'na صلى الله عليه وسلم aidiyetten daha büyük bir şeref ve O'nun صلى الله عليه وسلم davasına hizmetten daha onurlu bir vazife tanımadığını ilan etti.
Üstad "Biricik meselem Sonsuz'a varmak." dedi. "Gençliğe Hitabe" bu işin kitap çapında izaha muhtaç bir metnidir. Hatipte konuşmak muhataplarda ise dinlemek esastır. Lakin bu esasiyet duvarlara değil yüreklere levhalar asmak için olmalıdır. Gençliğe Hitabe'yi anlama cehdimizi Ahiret sermayemiz olur gayesiyle sizinle paylaşmak istedik. Doğrular Allah'a ve Rasulü'ne kusurlar ise beşere aittir.