Finans kapitalin politika üretme süreçleri üzerinde sahip olduğu yoğun etki dolayısıyla politik eylemlerde bulunmanın gittikçe daha da zorlaştığı bir dünyada sanat zorluklara doğrudan ve kendiliğinden yanıt verebilecek bir sol muhalefetin temellerini oluşturabilecek son sığınak ve merci olabilir. Bu sadece sanatın yeni dünyalar tahayyül etmeye imkân tanıyan yanılsamalar yaratma kapasitesinden değil aynı zamanda taklit ve rol yapmaya yönelik barındırdığı özel eğilimin eleştirel mesafeyi korurken aynı zamanda -lobicilik ve yasa yapma gibi- politik süreçlerle etkileşime girmesine olanak sağlamasından kaynaklanıyor.
Tüm dünyada etkisini gösteren ekonomik krizin başlangıcından itibaren yeniden dirilen politik sanatın izlerini takip eden Kavramsal Militanlık Üzerine; her şeyden önce toplumsal saiklerle hareket eden sanatçılar aktivistler ve sanat kolektifleri -aktivist kolektiflerin- sanat alanındaki somut politik ve hukuksal pratikleri yorumlama eğilimini vurgulamayı böylelikle hem bireysel hem de müşterek düzeyde yaratıcı ve kendiliğinden gelişen politik taleplerde bulunabileceğimizi göstermeyi amaçlamaktadır.