İkinci Dünya Savaşı öncesinde birbiriyle rekabet eden üç ekonomik-politik sistem mevcuttu: Kapitalizm Faşizm ve Devletçi Sosyalizm. Kapitalist sistem özel mülkiyete dayalı kapitalist sınıf hâkimiyetidir. Faşizm faşist parti diktatörlüğüne dayalı kapitalist sınıf hâkimiyetidir. Devletçi sosyalizm ise devlet mülkiyetine ve komünist partiye dayalı bürokratik hâkimiyettir. Bu sistemlerin hepsi insani özgürleşmeyi engelleyen "özgürlük karşıtı" sistemlerdir. Çünkü üçü de şu veya bu düzeyde emekçi kitleleri sömürür emeğin yabancılaşmasına neden olur özgürlükleri sınırlandırır ve hatta yok eder.
Bu üç "özgürlük karşıtı sisteme" karşı geliştirilmiş olan "Sosyalist Özyönetim Sistemi" ise sömürüyü ortadan kaldırmak yabancılaşmayı bertaraf etmek ve özgürlükleri genişletmek suretiyle insanı özgürleştirmeyi amaçlar. Dolayısıyla sosyalist özyönetim eş zamanlı olarak özel mülkiyeti devlet mülkiyetini kapitalist sınıf hâkimiyetini ve bürokratik hâkimiyeti aşmaya çalışır. Sosyalist özyönetim kendi kendini yöneten "sınıfsız sömürüsüz ve devletsiz özyönetimsel toplumu" kurmayı ve böylece "insanı özgürleştirmeyi" amaçlar. Bu büyük amaç Yugoslavya'da 1950-1980 döneminde uygulamaya geçirildi ve denendi.
Elinizde tuttuğunuz bu kitap Yugoslavya'da uygulanmış olan Sosyalist Özyönetim Sistemi'nin özelliklerini aktörlerini işleyişini başarılarını ve problemlerini eleştirel biçimde inceleyip analiz etmekte ve daha da önemlisi gelecekteki "muhtemel özyönetim uygulamalarına" ışık tutmaktadır. Ayrıca bu çalışma Sosyalist Yugoslavya'nın ayrıntılı ekonomi-politik analizini yapmak suretiyle konuya ilgi duyan araştırmacılara ve okuyuculara önemli bir kaynak sunmaktadır.