Şimdi ellerinize bir bakın. Evet size diyorum. Parmaklarınızın tuttuğu kadarıyla o elinizdeki kitap benim. Onu yapabilen parmaklarınızın şu yaşınıza kadar ne yaptığını düşünün. Sonra ayaklarınıza bakın. Ne kadar yol yürüdüğünüzü ve nerelere gittiğinizi ufaktan bir hesaplayın. Kim bilir kaç binlerce kilometre. Devam edin bir ayna bulun ve aynaya geçip kendinize bakın. Yüzünüzde gördüğünüz şaşkınlık ve gözlerinizde okuduğunuz geçmişiniz. Şaşırmamış olabilirsiniz. Bunu garanti etmiyorum. Yalnız ne kadar yol katettiğinize bakmanızı ısrarla öneririm. Boş yada dolu. Eminim aklınızın görmediklerini göreceksiniz.
Arkanızda şu an ne kadar mutlu da olsanız bir takım pişmanlıklar ve bunları geri getirme isteği yok mu?
Hiç mi pişman olacak birşey yapmadınız?
Bu hikayede vicdan hesaplaşmasının içinde sıkışıp kalan bir adamı bulacaksınız.
Benim size tavsiyem vicdanınızın kaldıramayacağı şeylerden uzak durmanız.
O yüzden insanlığa insan olmayı öneriyorum.
İnsanlık savaşla değil sabırla kazanılır.