Ülkelerin kalkınmışlık düzeyleri ile doğal kaynak zenginliği ve bu kaynaklarını verimli kullanma becerileri arasında doğru bir ilişki vardır. Burada doğal kaynak ifadesini her türlü yer altı ve yer üstü varlıklar (madenler akarsular göller denizler flora fauna hatta insan varlığı vs.) anlamında kullandığımızı belirtmek isteriz. Nitekim bu kaynaklarını ekonomik değer haline getirerek toplumun refah düzeyini artırmak için verimli kullanabilen toplumlar günümüzde gelişmiş ülkeler olarak nitelendirilirken diğerleri gelişmekte ya da geri kalmış toplumlar olarak kabul edilmektedirler.
Doğal kaynaklar özellikle sanayileşme yoluyla toplumsal kalkınmanın sağlanması süreçlerinde sanayi hammaddesinden ziyade daha çok önemli ihtiyaç maddesi olarak öne çıkmıştır. Bunun sonucunda birçok ülkede çarpık sanayileşme ve diğer antropojenik faaliyetler sonucu doğal kaynaklar hızla tükenirken doğal ekosistemler önemli oranda bozulmuş hatta tamamen yok olmuşlardır. Birçok nadir ve endemik türün neslinin tamamen yok olması bu gelişmenin tipik bir sonucudur. Anavatanının Terme çevresi olduğu söylenen ve geçmişte oldukça yaygın olmasına rağmen aşırı avlanma ve yaşama ortamını oluşturan ormanların ortadan kaldırılması sonucu günümüzde Terme'deki doğal popülasyonu tamamen ortadan kalkmış ve yeniden üretilerek doğaya kazandırılmaya çalışılan sülün (Phasianus colchicus) konuyla ilgili ilginç bir örnektir.
Bu kitaptaki farklı bölümlerde Terme ilçesi ve çevresindeki doğal ekosistemlerin floristik faunistik ve ekolojik özellikleri bilimsel verilere dayalı olarak belirlenmiş ve böylece bölgenin biyolojik zenginliklerinin tespiti yapılmıştır. Bu yönüyle kitap ilgili kamu kurumlarının oluşturacakları çevre koruma çalışmalarında rehber olacak temel bir kaynak oluşturacağı kanısındayız.