Yüzyıllardan beri insanoğlu iş verimini arttırmanın ve yorgunlukla başa çıkmanın çeşitli yollarını aramıştır. Buradan yola çıkarak geçmişe doğru ilerlediğimizde; Güney Amerika ve Afrika yerlilerinin fiziksel gücü kapasitelerini ve cesareti arttırdığı gerekçesiyle bazı doğal maddeleri kullandıklarını görmekteyiz (1 29). Benzer şekilde Orta ve Güney Amerika yerlilerinin uzun dağ yürüyüşleri sırasında yorgunluk hissini azaltmak ve dayanıklılığı arttırmak amacıyla coca yaprağı çiğnedikleri (2 6 27) mate (Paraguay çayı) ginseng kökü kendir kava (karabiber bitkisinden elde edilen bir ekstre) gibi maddeleri kullandıkları günümüze ulaşan bilgilerden anlaşılmaktadır (6). Yunanlıların ise I.O. 3. yüzyılda mantarı (6 29 30) ve susamı (17) sportif verimi arttırdığı gerekçesiyle kullandıkları 1.0. 6. Yüzyılda gladyatörlerin sakatlık ve yorgunluğu önlemek amacıyla uyarıcı maddeler aldıkları bilinmektedir (6 17 26 30). 1865'lerde Hollanda'da kanal işçilerine yorgunluğu azaltan maddelerin verildiğini İrlanda'da yeni evli çiftlere bir çeşit fermente bal içirmenin ise bir gelenek olduğunu hatta "balayı" teriminin bu gelenekten kaynaklandığını değişik kaynaklardan öğrenmekteyiz (1).