"Kaç yıl oldu bilmiyorum. Geçmişimdeki her güzel anı eski bir kurşun yarasıymış gibi hatırladıkça canımı yakıyor. Ne kadar çok anı o kadar çok acı. İstiyorum ki çürümüş bir ağaç dalı gibi suya yaslanan ruhum nehrin sularına kapılsın adını bilmediğim adımın bilinmediği bir yerde kıyıya vurayım; bu ıslak hiçlikte kaybolayım.
Derken birileri çıkıyor ve bu masum hayalimi elimden almak için var güçleriyle saldırıyorlar. Öyle garipler ki hiçbirine kurşun işlemiyor yorulmuyor hastalanmıyor ölmüyorlar.
Bu dünyanın ötesinde insanüstü bir güçle durup dinlenmeden beni öldürmek için geliyorlar.
Hiç şaşırmıyorum nedense; bugüne kadar verdiği her şeyi çok görüp elimden geri alan ilahi kudret sefil bir gölge gibi silinip gitmeme izin verecek değil ya.
Ama bu sefer durum farklı. Ölüm denen düşmanı çoktan yendim ben. Kaçıp kurtulmayı değil kalıp beklemeyi seçtim.
Büyük ödüllü sorunun tek ama yanlış cevabıyım; ben 'Yanlış Adam'ım.
Haydi gel!"